23 Kasım 2014 Pazar

ÜNİVERSİTEYE GİRİS SİNAVİNDA BASARİLİ OLMANİN YOLLARİ


YGS-LYS ÜNİVERSİTEYE GİRİŞ SINAVINDA BAŞARILI OLMANIN YOLLARI

ÜNİVERSİTE KAZANMANIZ İÇİN ERKENDEN DERS ÇALIŞMANIZ GEREKLİ.

Ben Meslek Lisesi mezunu olarak Lise 4’e kadar asla YGS-LYS'ye yönelik ders çalışmadım. Hiçbir öğretmenim veya bilinçli beni uyaracak kimsem de olmadı. Şuan Hukuk Fakültesini kazandım ancak bu hiç kolay olmadı. Lise 4’te girdiğim sınavdan düşük not alınca bir yıl daha hazırlanarak ancak Hukuk Fakültesini kazandım. O yüzden beni iyi dinleyin ve dediklerimi uygulayın.

Arkadaşlar istediğiniz bölümü okumanız için üniversite hazırlık çalışmalarına en az 2 yıl önceden başlamanız gerekli. Yani Lise 3’te başlarsanız yırtabilirsiniz. Daha öncesinden başlarsanız Tıp dahi kazanabilirsiniz. Ancak Lise 4’te başlarsanız yüksek puanlı yerleri ve bölümleri kazanma ihtimaliniz çok azdır. Bunun nedenlerini size söyleyeyim. Şundan kesinlikle emin olun Liseniz ne tür lise olursa olsun lisedeki sayısal ve sözel derslerde size öğretilenleri unutacaksınız. Zamanında çok zor çözdüğünüz soruları zamanı gelince bön bön bakacaksınız. Çünkü eğitim sistemimiz öğretmeye yönelik değil ezberletmeye yönelik olduğundandır. Size lisede sorulan o kazık dediğiniz sorulara bu gün ÖSYM bir tarafıyla gülmekte. Çünkü ÖSYM özellikle sayısal derslerden ve özellikle 2010 dan sonra çok nitelikli ve eleyici sorular sormaktadır. Bunun sebebi ise giderek artan genç nüfusu üniversiteye yerleştirebilmek içindir. Lisede size sadece derste, geçmeniz için gerekli olan bilgi verilir, siz bu bilgiyi öğrenir ve sınavdan geçerli bir not ile geçtikten sonra o bilgiler aklınızdan puf diye uçar gider. Ancak üniversiteye hazırlanırken durum böyle değil özellikle sayısal derslerde hiç değil. Çünkü sayısal derslerde bilgiyi öğrenmek yeterli değil, önemli olan o bilgiyi kullanabilmektir. İşte bunun için sizin sayısız derecede soru çözmeniz gerekir ki artık önünüze gelen soruları hemen yapabilesiniz. Bunun içinde muhakkak en az 2 yıl önceden başlamanız gerekir.

Bakın size benim gibi Lise 4’te üniversiteye yönelik çalışmanın zararlarını anlatayım. Liseyi tüm dönemlerini taktir ve okul birinciliğiyle bitirmeme rağmen, lise 4’e geldiğimde o taktirleri almamı sağlayan hiçbir bilgiyi hatırlamıyordum. Çünkü tekrara yönelik değil sınavdan 3 gün öncesinden ezberlemeye yönelik çalışıyor, testler çözmüyor ve bilinçsizce yaşıyordum. Dershaneye yazıldığımda sınavdan geçmemi gerektirecek o kadar çok bilgi bir anda önüme yığılmıştı ki geceli gündüzlü çalışsam dahi yetiştiremezdim. Denemelerde 30 netten aşağı yapıyordum. Bu durum giderek benim ve ailemin geri zekalı ve değersiz olmamı düşündürmeye ve psikolojimi bozmaya sebep oldu. Zaman inanılmaz derecede hızlanmıştı ve ben hangi yöne gideceğini bilmeyen bir yaprak gibi sert rüzgarın beni vurduğu yerlere gidiyordum. Birkaç defa 2 gün uykusuz ders çalıştım ve çok defada günde 13 saat çalışmaya başladım. Ancak tüm bunlara rağmen net sayımı sadece 50’ye çıkarabilmişken sağlık açısından 67 kg dan 80 kg varmış, stresten yüzü sivilcelerle dolu, film gibi aktivitelere bile gidememiş asosyal bir varlık olmuş, gelecek kaygısı ve aile baskısı yaşayan hatta bundan dolayı intihara meyilli bir duruma gelmiştim. Aileniz sizi zaten anlayacak kapasitede değil. Çünkü onlara göre en iyi dershanelere sizi yazdırmanız sizin en iyi üniversiteyi kazanmamanız için hiçbir engel olmadığı gibi inanç vardır. Siz artık bir insan olmaktan çıkıyor sistemin kölesi olmuş at yarışındaki at oluyorsunuz. Ancak attan sizi ayıran fark size vurulan kırbaçlar ile siz daha iyi hızlanmıyor ve nereye gideceğinizi bilmiyor oluyorsunuz. Sınav zamanı yaklaştıkça daha çok korkmaya başlıyorsunuz çünkü bilginizi yeterli görmüyorsunuz ama bunu da dışarı vuracak cesaretiniz de yok. Sınav günü geldiğinde içeride beklerken o kadar korkak bir hale bürünüyorsunuz ki tabiri caiz ise hayatınız film şeridi gibi gözünüzün önünden geçiyor. Dışarıda bin bir umut ile bekleyen ailenizi hatırladıkça içinizdeki korku daha da canavarlaşıyor. Kağıt dağıtıldığında etrafınızda çoktan birileri baygınlık geçirmiş veya ağlıyor olabilmekte ve buda sizi daha da etkilemekte. Soru kitapçığını açtığınızda artık yelkovan ile akrep formüle 1 yarışında ki gibi hızlanmış siz ise kaplumbağa gibi kalmış hissediyorsunuz. Sınav bittiğinde sizi bekleyen ailenizin umutlarını söndürmemek için o kadar ağır adımlarla çıkıyorsunuz ki okuldan sanki dünyanın en ayıp işini yapmış gibi hissediyorsunuz kendinizi. Her şeye rağmen ailenize iyi geçti diyorsunuz ve onların mutlu ediyorsunuz. Sonra ne mi oluyor? Çektiğiniz acıya birde vicdan azabı ekleniyor. 2-3 ay sonra LYS sınavı geliyor. Siz bu sefer ilk sınav heyecanını atlatmış ve biraz daha birikimli sınava giriyorsunuz. Ama gene de hayallerinizi oluşturacak puanı yapamayacağınızı bilerek giriyorsunuz sınava. Bu sınavda bitiyor. Sonra inanılmaz bir bekleyiş oluyor aileniz ve sizinle beraber. Sonuçlar açıklanıyor. Kötü bir not almışsınız. Anneniz üzülüyor, babanız ise sizinle konuşmuyor. Çıkıyor mu sizin acınız üç katına…

İşte ben özet olarak burada yazdıklarımı yaşadım. Bu sistem öyle kötü bir sistem ki, tüm bunları yaşamanızı asla istemiyorum. O yüzden sizi şimdiden uyarıyorum. Erken çalışmak çok büyük bir fırsattır. Öyle erken çalışmaya başladığınızda da her gün çok çalışmanıza gerek kalmıyor. Belli bir program dahilinde günlük olarak yeni konu öğrenmek, eskisini tekrarlamak ve eski ile yeni konular hakkında test çözmeniz yeterli. Üstelik zaman normal rayında gider. Korkmanıza veya hayatınızda anormallikler yaşamınıza gerekte kalmaz.

MEDYANIN KÖLESİ OLMAKTAN ÇIKMALISINIZ.

Sevgili arkadaşlar teknoloji çok güzel bir şey olduğu gibi çokta kötü bir şeydir. Eğer siz teknolojiyi bilgi seviyenizi geliştirmek için kullanırsanız müthiş ama zaman öldürmek için kullanırsanız ölümcüldür. Günümüzde iletişim araçları ile kişiliklerimiz ve toplumdaki değer olgularımız şekillendirilmekte, giderek tek tip model olan bilinçsiz, sorgulamayan ve gelişmeyen varlıklar oluşturulmaktadır. Üretim firmaları zihin kontrolü yoluyla markalar ve değişik kimlikler yaratırken; politikacılar iktidarı tek elde tutmaya yönelik telkinlerde bulunmakta. Sanatçılar ve sporcular ise kendilerini idol benimsemiş küçükleri umursamadan birçok kötü alışkanlıkları meşru göstermektedir. En çok beğenilen dizi programları geç saatlere konularak insanların uykusuz ve sağlıksız yaşamaları sağlanmakta. Kişiler sosyal ilişkilerinde başarısız, yorgun, melankoli içinde olmakta. Giderek bu büyülü dünya insanı içine öyle bir çekmekte ki kişi TV'ye baktığında kendini rahatlamış hissetmeye ve bağımlı olmaya başlıyor. Bu bağlılığın aslında zihnini sömürmek için olduğunu bilmiyor. Bu durum özellikle genç arkadaşlarımızda daha fazla. Giderek sporda, sanatta, siyasette ve dinde tek tip düşünen insanlar çoğalmakta. Kızlarımız, sosyal medyada egolarını tatmin edecek düzeyde canavarlaşıyorlar; adeta küçük dağları ben yarattım havalarına bürünyorken, erkeklerimiz ise bilgisayar oyunlarının başında kalkmayan ve ülkesinde-dünyada olan bitenleri bilmeyen varlıklar haline geliyor.

Değerli arkadaşlar, iletişim araçları sizi değil, siz onları kontrol edin. Onları kontrol edemeyen erkekler ve kızlar derslerde nasıl başarılı olsun ki? Her akşam dizi veya film seyretmektense bunların hepsini kendinize tatil ilan ettiğiniz 1 günde internetten izleyin. Ders çalışırken bunları lütfen kapatın. Çünkü konsantrenizi inanılmaz derecede dağıtmaktadırlar. Ders yoğunluğundan sıkılmış bir kişi bir filmin fragmanını izlesin hemen ardında “1.Partı izleyeyim ne olacak ki” diyor sonra bir bakıyor öteki partlarıda izlemeye başlamış ve tabiri caiz ise elini verip kolunu kaptırıyor. Şunu unutmayın ki kendi iradesini kontrol edemeyen kişilerin sınavı kazanması beklenemez.

AMAÇLI, PROGRAMLI, DÜZGÜN, SADIK VE SAĞLAM İLKELER İLE ÇALIŞIN.

Arkadaşlar sınavı kazanabilmeniz için öncelikle sağlam bir amacınız olmalı. Amacınız olursa bilinçli-oto kontrollü olursunuz. Amacınız olmaz ise programınıza bağlı olmayan sürekli ödünler veren başarısız biri olursunuz. İnancınız olmalı. Başlarda yapamayacağınız çok dersler olacak buda inancınızı kıracak ama bilin ki bunun suçlusu siz değil eğitim sistemidir. Siz bu yapamadıklarınıza rağmen mücadele verirseniz emin olun yapacaksınız. İnançsız biri olursanız önünüzdeki engellerde hep çuvallarsınız. Kendinize bir ders programı yapın. Ama bu programa lütfen bağlı kalın. Ders programına bağlı kalmayan kişiler genellikle iyi bir ders programı yapamayan kişilerdir. Sizin iyi bir ders programı yapabilmeniz için max. çalışma sürenizi belirlemeniz lazım. Hangi günde veya saatte ders çalışacağınız, test çözeceğinizi ve tekrar yapacağınızı iyi belirlemeniz lazım. Sabah kalktığınızda, gün çok geç bitecek gibi görünse de inanın zaman inanılmaz derecede hızlıdır. Ya bu hıza ayak uydurursunuz ya da bu hızda yönünüzü kaybedersiniz.

Haftanın 1 veya 2 gününü kendinize ayırın. Kitap okuyun, sinemaya gidin, dizi izleyin veya neyden hoşlanıyorsanız onu yapın. Çünkü sürekli ders çalışmak bir yerden sonra hiç ders çalışmama isteği oluşturur. Sizi bunaltır ve uzaklaştırır. İradenize yenik düşürür. Ancak şarj olabileceğiniz zamanlarınız olursa böyle bir sorun yaşamazsınız.

Arkadaş seçimlerinize dikkat edin. İnsanlar her ne kadar iradeli varlıklar gözükse de çoğu insan sürü psikolojisi ve telkinler ile hareket eder. Arkadaşınız ders çalışmamakta, iradesiz ve sizi de buna alet eden birisi ise araya mesafe koyun hatta o arkadaşınıza da başına gelecek gerçekleri anlatın. Test çözen ve bilgili kişilerle ile sohbet edin. Yapamadığınız soruları onlara sorun. Onlardan teknikler öğrenin.

Yapamadığınız soruları kesip bir kutuda muhafaza edin. Onların cevaplarını hocalarınıza sorun. Öğrendikten sonra tekrar kutunuza onları koyun ve her hafta tekrar o surları çözmeye çalışın.

NE KADAR ÇOK SORU O KADAR ÇOK KAZANMA ŞANSIDIR.

Sınavı kazanmanız için önemli olan bilgileri bilmek değil o bilgileri çeşitli sorularda görüp kullanabilmektir. Bunun için sürekli soru çözmek gereklidir. Ne kadar çok soru çözerseniz işin mantığını o kadar çabuk kavrarsınız. Sınavları zamanında bitiremeyen kişilerin ortak özelliği çok fazla soru tipi görmemelerinden kaynaklanmaktadır. Soru çözmek bu işi başarmanın %70’ni teşkil ediyor.

MOTİVASYON ŞART.

Kendinizi iyi bir şekilde işinize motive, konsantre etmelisiniz. Bunun için bir amacınız ve inancınız olması gerektiğini daha önce söyledik. Buna ek olarak bu ikiliyi size sürekli hatırlatacak hayaller ve bilge sözler de şarttır. Ancak hayal kurarken fazla hayal kurmayın zira fazla hayal insanı zehirler.

Sevdiğiniz mesleği yaptığınızı düşünebilirsiniz. Bu işten kazandığınız paranızla; ev almış, içini kendi zevkinize göre döşemiş, güzel bir eşinizin ve çocuklarınızın olduğunu düşünebilirsiniz. Ben kendimi motive etmek için Einstein’ın iki sözüne başvurmuşumdur. 1.Vazgeçecek gibi olduğundan neden başladığını hatırla. 2.Ben aslında insanların abartığı kadar zeki biri değilim sadece sorunlarla karşılaştığımda insanlardan daha fazla mücadele ediyorum. Bu iki sözü odamın en görülür yerine asmıştım ve her sabah kalkıp bu sözlere bakıp çalışmaya koyuluyordum.

Arkadaşlar şunu da uygulayın. Stres atmanın bana göre 2 tane iyi yolu vardır. 1.Fitnes salonuna yazılın, spor yapın, yüzün. Böylelikle hem sağlıklı olursunuz hem de kafanızı çok iyi boşaltırsınız. Spor salonuna yazılamıyorsanız, Google genç ve fit yazın ve oradaki hocaları bir inceleyin. 2.Eve bir kum torbası alın. Stres yaşadıkça ölümüne dalın. Denedim, çok iyi geldi.

ALMANIZI ÖNERDİĞİM KONU ANLATIM, SORU BANKASI VE DENEMELER.

Üniversiteye girebilmeniz için nitelikli soruları ve denemeleri barındıran yayınlara ihtiyacınız var. Arkadaşlar benim size önereceğim yayınlar FEM, FİNAL, GÜVENDER ve KAREKÖK yayınlarıdır. Bu yayınların soruları gerçekten kalitelidir. Bu yayınların dışında da muhakkak kaliteli sorular üreten yayınlarda var ancak benim size tavsiyem önceliğiniz bu yayınlar olsun.

Fem Yayınlarının bir uzantısı olan Zaman Gazetesinin denemelerini muhakkak çözün. Bu deneme Fem Dershanesinin bünyesindeki binlerce öğretmen tarafından hazırlanıp içlerinden en kaliteli soruların seçilmesiyle oluşturulmuş bir denemedir. Zaman Gazetesini arayarak yıllık 300 TL (Benim Zamanımda 2013) ödeyerek abone olabilirsiniz. Gerçekten soruları kaliteli ve ÖSYM’nin sevdiği tarzda sorulardır. (Denemeyi haftalık olarak çıkartır.)

Fem Yayınlarının, eğer sayısal dersleriniz zayıf ise İlk Adım soru bankalarını almanızı kesinlikle öneriyorum. Sayısal derslerde başarılı olmanız için gerekli olan temeli oluşturacak sorularca hazırlanmıştır. Ben çok faydasını gördüm.
Konu anlatım kitabı olarak Fem (Simetri) veya Güvender almanızı tavsiye ederim. Kitapların satıldığı yere gidip bu kitapları inceleyin hangisinin konu anlatımını beğeniyorsanız alın. Fem yayınlarının, fen bilgisine yönelik konu anlatımları iyidir alabilirsiniz.

Bir zamanlar benim gibi matematiğiniz SIFIR ise kesinlikle Karekök Yayınlarının “Matematik Sıfır” adlı açık pembe renkli konu anlatım kitabını alın. İnanılmaz derecede süper hazırlanmış ve matematiği iyi öğreten bir kitaptır.

Fem ve Final yayınlarının paragraf ve edebiyat soruları iyidir. Alabilirsiniz.

Karekök Yayınlarının sorularını çözebilmeniz için bilgi seviyenizi artırmanız gerekmektedir. Artırdıktan sonra ileri seviyeye yönelik kendinizi geliştirmek için muhakkak Karekök yayınlarını alın. Bireyin yayınları bana göre her yayından daha zordur. Eğer iddialı bir seviyeye gelirseniz Bireyde alabilirsiniz.

İNTERNETTE BAKMANIZI ÖNERDİĞİM SİTELER

Arkadaşlar eğer sözel derslerinizi ezberlemekte sorun yaşıyorsanız size kesinlikle http://www.dopinghafiza.com/ adresini öneririm. Doping Hafız, size uzunca konuları hikayeleştirilmiş karikatürler ile aklınıza kazımaktadır. Ben şahsen inanmamıştım orada deneme videosu vardı onu izledim ve şok oldum. Sizde deneyebilirsiniz.

Hızlı okuyup hızlı anlamaya yönelik eğitim alabilirsiniz. 2012 yılının sözel birincisi sınavı 1 saat erken bitirmişti ve bunun sebebini de hızlı okuma ve anlama teknikleri üzerine aldığı dersler ile açıklamıştı. Bu anlamda size Melik Duyar'ı Google da araştırmanızı öneririm.

Sayısal dersler için: ekol hoca, mat akademi, tonguç akademi, özel öğrenci, şenol hoca bunlara bakabilirsiniz, inanılmaz derecede kendilerinden faydalanmıştım. Ayrıca Fem dershanesinin internet adresi üzerinden eğitim verdiği teknofem'in birçok videosunada YouTubedan ulaşabilirsiniz. YouTubeda aynı zamanda zor konuların kısa çözüm teknikleride var onlarada bakın.

İngilizce dersleri için: Özkan Çelen ve Cengiz Sakmanlının sitelerine bakabilirsiniz.

BU SÜRE ZARFINDA KİŞİSEL GELİŞİMİ ARTIRMAYA VE MOTİVASYONUNUZU SÜREKLİ DİNÇ TUTMANIZA YARAYACAK ŞU KİTAPLARI DA ALIN

-Özellikle Mümin Sekmanın Tüm Kitaplarını Alın.
-İyi Hissetmek-Dr. David Burns
-İnsan Olmak-Engin Geçtan
-Hayat-Engin Geçtan
-Süper Hafıza (Tüm Renklerini Alın)-Bülent Şenyürek

SORULARI ÇÖZERKEN BİLMENİZ GEREKEN TEKNİKLER (BU DOSYAYI ELİMDEN GELDİĞİNCE GÜNCELLEYECEĞİM. SON GÜNCELLEME TARİHİ: 23.11.2014)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder